top of page

İstanbul Trafiğine Bisikletle Meydan Oku: Zincirleri Kır, Şehri Keşfet!

  • Yazarın fotoğrafı: eurasiavelo
    eurasiavelo
  • 14 Tem
  • 3 dakikada okunur

İstanbul Trafiğine Bisikletle Meydan Oku
İstanbul Trafiğine Bisikletle Meydan Oku

Şehir içinde araba kullanmak mı? İstanbul'un bitmek bilmeyen trafiğinde, şanslıysanız ve önünüzde boş bir yol bulursanız ancak 30-40 kilometre hıza ulaşabilirsiniz. Genellikle ise yoğunluktan adım atmak, bir işkenceye dönüşür. Peki ya bisiklet? İşte o bambaşka bir dünya! Gideceğiniz yere her zaman aynı sürede varırsınız, trafik mi? O sizi sadece teğet geçer. Formula 1 pilotu gibi direksiyon sallamanıza gerek yok. Sakin bir tempoda, şehrin mis gibi (olmasını umduğumuz) havasını içinize çekerek pedal çevirdiğinizde, o devasa metal yığınlarından çok daha hızlı ve mutlu bir şekilde hedefinize ulaşırsınız.

Konforlu olduğu iddia edilen o dört tekerlekli kutulardan inip, özgürlüğün iki tekerleğini keşfetme zamanı gelmedi mi? İstanbul'un karmaşasına verilebilecek en akıllıca, en sağlıklı ve en eğlenceli cevap bisiklettir. Gelin, bu tezi rakamlar ve gerçeklerle masaya yatıralım.


Otomobil Saltanatının Acı Bilançosu: İstanbul Boğuluyor!


İstanbul, kelimenin tam anlamıyla bir otomobil istilası altında. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılı sonu itibarıyla İstanbul'a kayıtlı araç sayısı 5.8 milyon adedi aşmış durumda. Bu rakamın 3.8 milyondan fazlasını ise otomobiller oluşturuyor. Daha da endişe verici olanı, Türkiye'de trafiğe kaydı yapılan her dört yeni araçtan birinin İstanbul trafiğine katılması.

Peki, bu devasa araç yığınının şehre ve bizlere maliyeti ne?

  • Trafik Çilesi ve Zaman Kaybı: İstanbul'da özellikle sabah 07:00-09:00 ve akşam 17:00-19:00 saatleri arasında trafik durma noktasına geliyor. Yapılan araştırmalar, yoğun saatlerde ortalama hızın 30 km/s'in altına düştüğünü gösteriyor. Normalde 10 dakika sürecek bir mesafe, akşam trafiğinde 35 dakikayı bulabiliyor. İstanbul Okan Üniversitesi'nin bir araştırmasına göre, bu sıkışıklığın yıllık ekonomik maliyeti 6-7 milyar doları buluyor. Kaybedilen zaman, boşa harcanan yakıt ve artan stres, bu maliyetin sadece görünen yüzü.

  • İşgal Edilen Yaşam Alanları ve Otopark Kaosu: Trafikteki araçların büyük çoğunluğunda sadece bir, en iyi ihtimalle iki kişi seyahat ediyor. Ortalama doluluk oranının 1.7 kişi olduğu düşünüldüğünde, bir kişinin kapladığı devasa alanı hayal edin. Bu araçlar sadece yolları değil, park ettiklerinde de kaldırımları, sokakları, yani bizlere ait olan kamusal alanları işgal ediyor. İstanbul'da yaklaşık 1.1 milyon araçlık otopark kapasitesi varken, kayıtlı araç sayısı bunun beş katından fazla. Bu durum, her sokağı bir otoparka çeviriyor ve yaya hareketliliğini engelliyor.

  • Zehir Soluyoruz, Gürültüde Sağır Oluyoruz: İstanbul'daki hava kirliliğinin ana sebebinin ulaşım, özellikle de egzoz gazları olduğu bilimsel bir gerçek. Araçlardan salınan azot dioksit gibi zehirli gazlar, solunum yolu hastalıklarından kansere kadar pek çok ciddi sağlık sorununa davetiye çıkarıyor. Bununla da kalmıyor; trafik, şehrin üzerine bir gürültü perdesi çekiyor. Sürekli korna ve motor sesi, hem ruh sağlığımızı bozuyor hem de kronik strese neden oluyor.

  • Toplumsal Yara: Bencillik ve Adaletsizlik: Herkesin bir otomobil sahibi olma ve her yere onunla gitme "hakkını" kendinde görmesi, aslında toplumsal bir bencilliğin yansımasıdır. Bir kişinin konforu uğruna, milyonlarca insanın zamanı, sağlığı ve yaşam kalitesi çalınıyor. Bu, sürdürülebilir bir yaşam modeli değildir.


Çözüm İki Tekerlekte: Bisiklet Devrimi Başlamalı!


Peki, bu karabasandan çıkış yolu nedir? Cevap basit, etkili ve ulaşılabilir: Bisiklet.

Bisiklet, sadece bir ulaşım aracı değil, bir yaşam biçimi, bir manifestodur. Otomobilin yarattığı tüm sorunlara karşı panzehir niteliğindedir.

Neden Bisiklet?

  • Trafik Yok, Stres Yok: Bisikletle trafik sıkışıklığı diye bir derdiniz olmaz. Ara yolları, bisiklet yollarını kullanarak hedefinize sabit bir sürede ulaşırsınız.

  • Sağlık ve Zindelik: Düzenli bisiklet kullanımı, kalp-damar sağlığını korur, kasları güçlendirir, kilo kontrolü sağlar ve stresi azaltır. Spor yapmak için ayrıca zaman ayırmanıza gerek kalmaz.

  • Sıfır Emisyon, Temiz Hava: Bisikletin karbon ayak izi sıfırdır. Ne kadar çok bisiklet kullanılırsa, şehrin havası o kadar temizlenir.

  • Ekonomik ve Akılcı: Benzin, sigorta, vergi, otopark, bakım masrafı yok. Bisiklet, en ekonomik ulaşım aracıdır.

  • Şehri Hissetmek: Arabanın camının arkasından değil, bizzat içinde yaşayarak şehri keşfedersiniz. Her pedal çevirişte, mahallelerin, sokakların ve insanların ritmini hissedersiniz.


Radikal Ama Gerekli Adımlar: Yeni Bir Ulaşım Kültürü


İstanbul'un bu trafik sorununu çözmesi için palyatif önlemlerden daha fazlasına, radikal bir zihniyet değişimine ve cesur adımlara ihtiyacı var.

  1. Özel Otomobil Sınırlaması: Şehir merkezlerine, özellikle Tarihi Yarımada gibi kültürel ve turistik bölgelere özel araç girişi tamamen yasaklanmalı veya caydırıcı ücretlendirme sistemleri (tıkanıklık fiyatlandırması) getirilmeli. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Tarihi Yarımada ve Moda için planladığı ücretli giriş uygulamaları bu yönde atılmış olumlu bir adımdır. İnsanlar yürümeli, bisiklete binmeli veya toplu taşımayı kullanmalı. Kimsenin bireysel konforu, toplumun ortak mirasını ve sağlığını tehdit etme hakkını vermez.

  2. Bisiklet Altyapısı Şart: Güvenli, kesintisiz ve yaygın bir bisiklet yolu ağı, insanları bisiklet kullanmaya teşvik edecek en önemli faktördür. Mevcut yollar geliştirilmeli, yeni rotalar açılmalı ve bu yollar motorlu taşıt işgalinden korunmalıdır.

  3. "Katlanır Bisiklet" Teşviki: Her araba sahibinin, aracının bagajında bir katlanır bisiklet bulundurması zorunlu hale getirilebilir. Şehrin çeperlerindeki otoparklara aracını bırakan sürücü, yoluna katlanır bisikletiyle devam edebilir. Bu "Park Et & Pedalla" sistemi, trafik yoğunluğunu merkezden dışarıya doğru iter.

  4. Bisikletli Yaşam Kültürü: Kamu spotları, eğitim programları ve İBB'nin "Bicification Projesi" gibi para ödüllü teşviklerle bisiklet kullanımı bir yaşam tarzı olarak benimsetilmelidir.

Her parası olanın araba alması ve şehirleri yaşanmaz hale getirmesi bir hak değil, topluma karşı bir sorumluluk ihlalidir. İstanbul'un nefes alması, insanların daha sağlıklı ve mutlu yaşaması için direksiyonu kırma ve pedallara asılma zamanı gelmiştir. O konforlu sandığınız esaretten kurtulun ve iki tekerlek üzerindeki özgürlüğü seçin. İstanbul'a bisikletle meydan okuyun!


Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin

Formu Doldurun.  Kısa Sürede Dönüş Yapacağız

Form ulaştı.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin. 

  • Instagram
  • YouTube
  • TikTok
  • Facebook

E-Bültenimize Abone Olun, Etkinliklerden Haberiniz Olsun.

Teşekkürler

bottom of page