
Bisiklet Yolu Faşizmi ve Yeni Bir Ulaşım Vizyonu
- eurasiavelo

- 5 Eyl
- 2 dakikada okunur
Yollar Herkesindir: Bisiklet Yolu Faşizmi ve Yeni Bir Ulaşım Vizyonu
Bisiklet gruplarının en sık dile getirdiği taleplerden biri, "bisiklet yolu"dur. Sürekli olarak "bisiklet yolu, bisiklet yolu" demek, ilk bakışta masum ve gerekli bir talep gibi görünse de, biz Bisiklet İnisiyatifi olarak bu yaklaşımın sorunun kökenini çözmekten uzak olduğuna inanıyoruz. Dahası, bu ısrarlı talep, farkında olmadan bir tür "yol faşizmine" yol açabilir.
Mavi Çizgilerin Ötesi: Bisiklet Yolu Ne Anlama Geliyor?
Çoğumuzun hayalindeki bisiklet yolu, maviye boyanmış, tek gidiş-tek geliş şeritli, sadece bisikletlilerin kullanacağı bir alandır. Peki gerçekten istediğimiz bu mu?
Bu model, birçok sorunu beraberinde getirir:
* Çeşitlilik Karmaşası: Bu dar yollar, hızla giden yarış bisikletleriyle, yavaş hareket eden üç tekerlekli bisikletleri, elektrikli bisikletleri, hatta paten ve kaykay kullananları aynı anda nasıl ağırlayacaktır? Her araç türü için ayrı bir yol mu talep edeceğiz?
* Pratik Olmayan Çözümler: Bisiklet yollarının çoğu, şehir merkezlerinden veya insanların evlerinden uzak, sadece rekreasyonel amaçlı bölgelerde yer alıyor. Eğer bisikletle işe gitmek istiyorsak, bu yollar evimize ya da iş yerimize kadar gelmiyor. Bu durumda, bisiklet yolu talebi günlük ulaşım sorununa gerçek bir çözüm sunmaktan uzaktır.
* Maliyet ve Alan Sorunu: Ayrı bisiklet yolları inşa etmek, ciddi bir maliyet ve altyapı yatırımı gerektirir. Şehirlerimizdeki mevcut yolları daraltmak veya yeni yollar açmak, halkı ve esnafı zora sokan bir dayatma haline gelebilir.
Bizim asıl amacımız, insanların hareketliliğini kolaylaştırmaktır. Bir aracın türünden bağımsız olarak, yolları herkes için daha güvenli ve erişilebilir kılmak zorundayız.
Yayalar, Bisikletliler ve Faşizm: Yolların Ortaklığı
Ne yazık ki, bisiklet kullanıcılarının yayalara karşı sergilediği tutum, bizim bu "yol faşizmi"ne ne kadar yakınlaştığımızı gösteriyor. Bisiklet yoluna giren bir yayaya kornaya basmak ya da bağırmak, bir araba sürücüsünün bisikletliye "yoldan çekil" demesinden farksızdır. Her iki durumda da, kendimizi diğerlerinden üstün görüyor ve alanı yalnızca kendimize ait sanıyoruz.
Oysa yollar herkesindir. Yaya da, bisikletli de, scooter'lı da, arabanın içindeki de birer insandır. Asıl sorun, yolların araçlara göre tasarlanması, insanların unutulmasıdır. Bir yaya olarak da, bisikletli olarak da, trafikte saygı ve hoşgörüyü esas almalıyız.
Gerçek Çözüm: Mevcut Yolları İnsan Odaklı Kılmak
Bisiklet yolu inşa etmek için milyonlar harcamak yerine, mevcut yolları daha güvenli ve paylaşılabilir hale getirebiliriz.
* Bisikletli Eğitimi: Bisiklet kullanıcıları, trafikte nasıl davranması gerektiğini öğrenmeli. Eğer araba yolunda bisiklet süreceklerse, bir şoför gibi düşünmeyi ve trafiğin dinamiklerini anlamayı öğrenmeliler.
* Kaldırımları Kurtarmak: İstanbul gibi şehirlerde en büyük sorun, park etmiş araçlardır. Bu araçlar hem yayaları hem de bisikletlileri zor durumda bırakıyor. Yeterli ve düzenli park alanları yaratılarak, kaldırımlar ve ara sokaklar bisikletlilere ve yayalara geri verilebilir.
* Empati Kültürü: Yolların paylaşıldığı bir kültür oluşturmalıyız. Sürücüler bisikletlilere, bisikletliler yayalara saygı göstermeli. Trafik kurallarını dayatmak yerine, insanları empati kurmaya teşvik etmeliyiz.
Bisiklet yolu ısrarı, sadece bir sembol ve popülist bir talep olarak kalıyor. Bizim inisiyatifimiz, bu kısır döngüden kurtulup daha geniş bir perspektif sunuyor: Önemli olan yol değil, yoldaki insandır. Yolları insan odaklı hale getirdiğimizde, herkesin güvenle seyahat edebildiği, huzurlu ve sürdürülebilir bir ulaşım sistemine ulaşabiliriz.




Yorumlar