Bisiklet Sürmeyi Öğrenenlerin Hikayesi
- eurasiavelo
- 9 Nis
- 2 dakikada okunur
Ayşe Hanım 50 yaşına merdiven dayamıştı. Hayatı, her gün aynı saatte başlayan, aynı trafik çilesiyle devam eden, ofiste koşturmaca ve akşam eve gelince bitmek bilmeyen ev işleriyle örülü bir rutindi. Yemek yap, çamaşır yıka, evi topla... Sanki bir hamster çarkında dönüp duruyordu. Aynaya baktığında, yorgun gözlerinin ardında bir zamanlar hayallerle dolu olan o genç kızı zar zor seçebiliyordu. İçinde bir ukde vardı; çocukluğunda çok istediği o kırmızı bisiklete hiç binememişti. Babası "Kız çocuğu bisiklete mi biner?" demişti bir keresinde. O gün içindeki o küçük kıvılcım sönmüştü sanki.
Bir akşam televizyonda Bisiklet İnisiyatifi'nin reklamını gördü. "7'den 70'e herkes için bisiklet eğitimleri!" sloganı dikkatini çekti. İçindeki o eski kıvılcım yeniden alevlendi. "Neden olmasın?" diye düşündü. Artık ne babasının otoritesi vardı ne de toplumsal baskılar. Kendisi için bir şeyler yapmanın tam zamanıydı.
Ertesi gün Bisiklet İnisiyatifi'ni aradı. Telefondaki nazik ses, yaşının hiçbir engel olmadığını, hatta kendisi gibi pek çok öğrencinin olduğunu söyledi. Randevusunu ayarladı ve o ilk ders için heyecanla beklemeye başladı.
İlk derste biraz çekingindi. Denge konusunda endişeleri vardı. Ama eğitmeni, sabırlı ve güleryüzlü bir genç adamdı. Önce bisikletin parçalarını tanıttı, sonra yavaş yavaş denge egzersizlerine geçtiler. Ayşe Hanım, ilk başta bisikletin üzerinde sallanırken kalbi ağzında atıyordu. Birkaç kez ufak tefek düşmeler yaşadı ama eğitmeni hemen yanındaydı, onu cesaretlendiriyordu. "Unutmayın, düşmeden öğrenilmez," diyordu gülümseyerek.
Haftalar geçti. Ayşe Hanım, her derste biraz daha kendine güveniyordu. Denge kurmak artık eskisi kadar zor gelmiyordu. Pedalları çevirmeye başladığında hissettiği o hafif rüzgar, yıllardır unuttuğu bir coşkuyu yeniden canlandırdı. İlk sürüşünde biraz tedirgindi ama eğitmeni yanından hiç ayrılmadı. "Harikasınız Ayşe Hanım, işte bu!" sözleri, ona bambaşka bir motivasyon veriyordu.
Birkaç ay sonra Ayşe Hanım, artık tek başına rahatça bisiklet sürebiliyordu. O kırmızı hayalindeki bisikleti almıştı. Hafta sonları erkenden kalkıp, şehrin parklarında, sahil yollarında turlamaya başladı. Rüzgar saçlarını okşarken, içindeki o küçük kız çocuğu yeniden canlanıyordu. Ev işlerinin ve ofis stresinin ağırlığı omuzlarından kalkmış gibi hissediyordu.
Bir gün Bisiklet İnisiyatifi, öğrencileri için bir bisiklet turu düzenledi. Ayşe Hanım da katıldı. Farklı yaşlardan, farklı hikayelerden insanlarla birlikte pedal çevirmek ona çok iyi geldi. Yeni arkadaşlar edindi, doğanın güzelliklerini keşfetti. O gün anladı ki, bisiklet sürmek sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda bir özgürlük, bir terapiydi.

Şimdi Ayşe Hanım, hafta sonlarını iple çekiyor. Bisikletini alıp, bazen tek başına, bazen de arkadaşlarıyla birlikte uzun gezilere çıkıyor. Gittiği her yerde yeni manzaralarla, yeni insanlarla tanışıyor. O rutin hayatının sıkıcılığından, o gereksiz koşturmacadan çok uzaklarda, iki teker üzerinde kendini yeniden keşfediyor. 50 yaşında yeniden doğmuş gibi hissediyor. O kırmızı bisiklet, sadece bir araç değil, aynı zamanda onun özgürlüğünün, yeniden canlanan hayallerinin ve kendine verdiği en güzel hediyenin sembolü olmuştu. Ve bütün bunlar, Bisiklet İnisiyatifi sayesinde mümkün olmuştu. Ayşe Hanım şimdi, bisikletinin selesinde, rüzgarı arkasına almış, hayatın tadını çıkarıyordu.
Bisiklet Eğitimi Ayrıntılar ve Başvuru: https://www.bisikletinisiyatifi.com/bisiklet-egitimleri
Comments