Beden Dili ve Zihin Blokajları / Podcast
- pedalliyorum
- 7 gün önce
- 2 dakikada okunur
Beden Dili Her Şeyi Anlatır ve Kaçılamaz Bir Gerçektir: Kaynak, beden dilinin "insanın tüm halini anlattığını" ve ondan "kimsenin kaçamayacağını" belirtir. Bu, kişinin bilinçli olarak saklamak istediği şeylerin bile beden diliyle açığa çıkabileceği anlamına gelir. Örnekler:"Yalan söylediği zaman mutlaka bir göz kaçması yaşanır." "Mutlu olan insanı anlarsınız üzgün olan insanı anlarsınız." "Yogada da mesela yalan söylediğin zaman vücut geriye gider doğrulamak diye bir şey var biliyor musunuz onu o yöntemi? Yani doğru bir şey söylediğiniz zaman öne doğru gider." Beden dili, kişinin içsel niyeti ve gerçek duyguları hakkında güçlü ipuçları sunar. Örneğin, bir yere gitmek istemeyen kişinin bedeninin geri durması veya sevdiği kişiye doğru eğilmesi bu durumun somut örnekleridir. Zihin ve Beden Dili Arasındaki Çelişki (Zihinsel Blokajlar): Metin, zihnin bir şeyi yapmak istemesine rağmen beden dilinin tam tersini söyleyebileceği bir "çelişki" durumuna dikkat çekiyor. Özellikle bisiklet sürme örneği üzerinden bu durum açıklanmaktadır: "zihinle ne kadar çok deseniz de ben bisiklet sürmek istiyorum falan ama beden diliniz tam tersini söylüyor." Burada "zihin blokajı" kavramı öne çıkmaktadır. Kişi, potansiyelini ve becerilerini (örneğin bisiklet sürme, yüzme, doğada yaşama) zihinsel engellerle sınırlandırabilir. Hedef: "Biz sizin zihin blokajını açmaya çalışıyoruz." Bu, kişinin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak için zihinsel engellerin kaldırılması gerektiği anlamına gelir. Akış Hali ve Anda Kalmanın Önemi: Beden dilinin "gitmek istemiyorum" halinden "gitmek istiyorum" haline geçtiği an, "akış anı" ve "anda kalma" kavramlarının uygulamalı hale geldiği belirtilir. Bu, zihinsel ve fiziksel senkronizasyonun tam olarak sağlandığı, öğrenmenin ve deneyimlemenin en verimli olduğu durumu ifade eder. Öğrenme Sürecinde Oyunlaştırmanın Rolü: Metin, öğrenme sürecine ciddiyet ve "iş mantığıyla" yaklaşmanın "çelişkiye" ve başarısızlık hissine yol açabileceğini vurgulamaktadır: "yapamıyorum olmadı işte ben dengesizim ben öyleyim düşüyorum falan." Bunun yerine, sürece "oyun mantığıyla" yaklaşılması önerilir. "İşi biraz oyuna verin." Bir oyuncağın (örneğin bisiklet göstergesi) metaforu kullanılarak, deneyimleme ve tekrarlama teşvik edilir: "yapamadın 2 bu tarafa düştü 3 böyle oldu 4 oldu bir daha baktın bir daha bir süre sonra arkadaşın geldiği gibi Gideyim artık konumuna gelirsin." Oyunlaştırma, başarısızlık korkusunu azaltır, denemeye teşvik eder ve öğrenme sürecini keyifli hale getirir. Gözlem ve Beden Dilinin Rehberliği: Eğitimcilerin (veya gözlemcilerin) öğrenciyi sürekli "gözlemlediği" ve "suratına baktığı" belirtilir. Beden dilindeki gevşeme, gülümseme ve "gitme eyleminin" başlaması, kişinin öğrenmeye ve harekete hazır olduğunun göstergesidir: "Ne zaman gevşeyin ne zaman gülümsemen gelecek Ne zamanki gitme eylemi başlayacak ondan sonra git çevir pedal git." Bu, dışsal gözlemin, öğrencinin içsel durumunu ve ilerlemesini anlamak için kritik bir araç olduğunu gösterir. Sonuç: Bu metin, beden dilinin sadece sözsüz bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda kişinin zihinsel ve duygusal durumunun bir yansıması olduğunu güçlü bir şekilde vurgulamaktadır. Bisiklet öğrenme örneği üzerinden, zihinsel blokajların aşılmasında, akış haline geçmede ve öğrenme sürecini kolaylaştırmada oyunlaştırmanın ne kadar etkili olduğu ortaya konmuştur. Temel mesaj, bireyin kendi içsel potansiyelini fark etmesi ve zihinsel engelleri aşması için hem beden dilini anlaması hem de sürece daha hafif, oyunvari bir yaklaşımla dahil olması gerektiğidir.
Comments